Haber

‘Asya politikaları ABD’nin istediği gibi gitmiyor, Avrupa’yı sıkıştırarak grup oluşturmaya çalışıyor’

ABD’de Biden yönetiminin başını çektiği Batı, geçen hafta sonu Japonya’nın Hiroşima kentinde düzenlenen G-7 zirvesinde Kiev’e F-16 tedarik etme kararıyla Ukrayna ihtilafını tırmandırırken Rusyabirlikte Çincekarşısında ‘keskinleşen’ bir görünüm sergiledi.

Biden zirvede yeni askeri yardımı açıklarken, daha önce verilmeyeceğini söylediği F-16’lara onay verdiğini açıkladı. Tıpkı ‘tank koalisyonunda’ olduğu gibi, Avrupa’da da İngiltere ve Hollanda’nın öncülüğünde, öncelikle pilot eğitimini içeren bir ‘uluslararası koalisyon’ ilan edildi. Bu şaşırtıcı Arap LigiCidde tepesinde sahne alıyor Ukrayna Lider Zelenskiy, Hiroşima tepesindeki katılımına da dikkat çekti. Ancak ne Cidde’de ne de Hiroşima’da zirveye davet edilmeyen Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin başkanları ile Zelenskiy, diplomatik zemin açısından çok az başarılı olmuş gibi görünüyor.

İlgili Makaleler

ABD yönetimi tek başına dünyanın üçte birine yaptırım uygularken, Çin G7’nin zirvesinde ‘ekonomik zorlama’ yapmakla eleştirildi. En dikkat çekici olanı ise geçen ay Pekin’in zirvesinden “Çin politikalarında ABD’den özerklik” söylemiyle dönen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu kez “Çin’e karşı cephe oluşturması”. Pekin yönetimi, G7 açıklamasında kendisini hedef alan unsurlara sert tepki gösterdi.

Ceyda Karan ve Eksen’in Radyo Sputnik’teki yayınıe misafir prof. Dr. Hasan KoniEkonomik kaygıların öne çıktığı seçim süreçleriyle birlikte gerilimli bir döneme girerken, ülkeler arasındaki ilişkiler sistemindeki gelişmeleri ABD ve Avrupa ile görüştük.

“Zelensky’nin Cidde ve Hiroşima’ya gitmesi para bulma çabasıdır”

prof. Hasan Köni’ye göre uluslararası siyasette çok büyük değişimlerin beklenebileceği bir döneme girilebilir. Ukrayna lideri Zelenskiy’in Cidde ve Hiroşima’daki G7 zirvesine katılmasının ‘para bulma’ amaçlı olabileceğine işaret eden Köni, ABD’de Cumhuriyetçilerin etkisiyle yaşanan ekonomik gelişmelere dikkat çekti:

“Uluslararası ilişkiler öğretim görevlileri olarak, çok farklı, inanılmaz dış politika değişiklikleri olacağını iddia etmiyoruz. Türk dış politikasında biraz daha bir tarafa yaslanabilir ama bugünküne yakın istikrarla gidebilir. Çünkü dış politikada iç politikada olduğu gibi serbest atış çok rahat bir durum değil. Zelenskiy’e akacak paranın eylülden sonra durabileceğini hesaplıyoruz çünkü Amerika’da bu tartışmalar var. Zelensky’nin Arap tepesinin ardından Japonya’daki G7’ye katılmasının sebebinin para bulma çabası olduğunu varsayıyoruz. Çünkü Ukraynalı bir adamın Arap tepesinde yaptığı konuşmanın Rusya-Ukrayna savaşına hiçbir etkisi ve katkısı yoktur. Bu para kazandıran bir şey. Washington’da yavaş yavaş kesiliyor, ekonomik bir çılgınlık bekleyebiliriz, yansımaları da hesaplanıyor. Bu para gelmeyebilir. Cumhuriyetçiler geleceği açık bir şekilde görüyorlar. Seçim konuşmaları başlayacak. Enflasyon yükseliyor, bankalar iflas ediyor, faizler yükseliyor.”

“Amerika’nın istediği gibi gitmiyor”

G7’nin askeri harcamalar nedeniyle yaşadığı zorluklara değinen Köni, ABD’nin özellikle Asya’daki işlerinin planladığı gibi gitmediğine inanıyor. Güney Kore’den Avustralya’ya ‘gaz atan’ militarizme dikkat çeken Köni, bu yapı içinde büyük bir düzensizlik olabileceğine de değindi:

“Askeri harcamalar nedeniyle G7’lerin durumu aslında zorlaşmaya başlıyor. Japonya ve Almanya nasıl gelişti? Askeri harcamaları minimumda tuttukları ve bunu sosyal ve teknolojik yatırımlara yatırdıkları için yükseldiler. Çin yükseldiğinde Japonya zor günler geçirdi ama Japonya’nın en çok ticaret yaptığı ülkelerden biri Çin. Bu tür ilişkileri kesiyorsunuz, sonra askeri harcamalara yönlendiriyorsunuz. Pakistan ‘Bir daha Amerika’nın politikasını izlemeyeceğim’ diyerek iflas ediyor. Hindistan durumu bildiği için gerçeklerden kaçarak kendini başka yöne çevirmeye çalışıyor. İran’la yakınlaşarak yeni yollar yaratmaya çalışıyor. Asya siyaseti Amerika’nın istediği gibi gitmiyor. Bir de Avrupa’yı sıkıştırarak yanında küme oluşturmaya çalışıyor. Güney Kore’de ekonomik sakinlik var, onu sıkıştırıyor. Ayrıca Avustralya’yı zorlaştıracak ölçüde nükleer enerji ve denizaltı merkezi haline getirmeye çalışıyor. Bu yapı içinde büyük bir ekonomik çalkantı bekliyoruz.”

“Sana bir silah verir ve birini vurursam, senin kadar ben de suçluyum”

Köni, Kiev’e silah ve uçak tedarik etmenin aslında Batı için savaşta olmak anlamına geldiğini ifade etti:

“Ukrayna’ya silah ve uçak verme mevzuları… Silah verdiğinizde savaşın içindesiniz. Bu uluslararası politikaya göre değil, uluslararası hukuka göredir. İç hukukta da böyledir. Sana bir silah verir ve birini vurursam, ben de senin kadar suçlu olurum. Bu sefer savaşı belli bir seviyeye getiriyorsunuz.”

Avrupa’nın olayı görmemesi mümkün değil; Amerika onların iş çevrelerini o kadar birbirine bağladı ki…’

Köni, Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağı korkusunun yayıldığını ancak herkesin gerçeğin bu olmadığını bildiğini belirterek, Avrupa’nın büyük analistlerinin bunu görmemesinin mümkün olmadığını söyledi. Köni, özel görüşmelerinde Alman gazetecilerin doğruyu söylediklerinde Putin’e benzemekle suçlandıklarından şikayet ettiklerini söyledi:

“Bunu bir sindirme politikası olarak yayıyorlar. Ukrayna’nın ardından Rusya da gözünü Avrupa’ya dikti. Siyasetin dışında kaldığımızda Alman gazetecilerle konuşuyoruz. ‘Rusların Avrupa’ya saldıracağını düşünmüyoruz’ “Öyleyse neden böyle konuşuluyor?” Bir de ‘Doğruyu söylersek Putin gibisin’ diyorlar. Bu yüzden bir şey söyleyemeyeceklerini söylüyorlar. O zaman soru sormamız gerekmez mi? Amerika onların iş çevrelerini o kadar birbirine bağladı ki, biz üç profesörle buraya gelip olayları analiz edebildiğimize göre, büyük analistleri ve diplomatları olan Avrupa’nın olayı görmemesi mümkün değil.”

“Uluslararası ilişkiler açısından iyi bir durum değil”

Avrupa’nın ABD olmadan “bağımsız hareket edemeyeceğinin” anlaşıldığını kaydeden Köni, gelişmelerin uluslararası ilişkiler açısından pek de iyi görünmediğini söyledi:

Macron Çin’e gidip ‘Ekonomik işbirliği yapalım’ deyince, ‘G7’de birleşelim ve Çin’e yaptırım uygulayalım’a dönüyor. Yani Amerika olmadan Avrupa’nın ekonomisini geliştirmesi mümkün görünmüyor. Bu ekonomik gelişmeler sonucunda Avrupa Birliği’nin sona erdiğini düşünüyorum. Doğu bloğuna karşı çıkan eski Doğu bloğu ülkelerinde Doğu Avrupa ülkeleri ekonomilerini ne yapacak? Aslında kapitalizm hakkında pek bir şey bilmiyorlardı. Türkiye 60 yıldır kapitalizmle giderken gerçekler doğru düzgün yapamıyor. 20 yıldır kapitalist olan ve AB’ye giren bu ülkeler gelecekte ne yapacak? Hala Amerikan silahları alıyor… Ne yazık ki bu uluslararası ilişkiler açısından pek iyi bir durum değil.”

‘Ulusal çıkar diyorlar, değil; Dış politikanın yurt dışına salça gibi yayılması’

Avrupa basınının “basın özgürlüğü” dediğini ve ABD’ye yakın görüşleri yansıttığını belirten Köni, büyük bir ekonomik kriz olduğunda kimsenin Avrupa’ya saldırmayacağını, Çin’in sorununun ticaret, Batılı ülkelerin liderlikleri olduğunu sözlerine ekledi. kendi iç siyasi çıkarları ve seçimleri kazanmak için her şeyi yapıyorlar. görünümünde. Köni, Biden’ın tıpkı Nixon gibi Vietnam Savaşı’nı rakibine karşı avantaj elde etmek için kullandığını, seçimi kazanmak için Ukrayna anlaşmazlığını sürdürdüğünü ve Çin’e karşı gerilimi artırdığını tespit etti:

“Basın özgürlüğü diyorlar. Burada kilitli. Orada tutuklanan yok ama Amerika’ya yakın görüşleri yansıtmakla meşguller. Birkaç istisna dışında durum böyle değil, enflasyon artıyor, rahatsız oluyoruz. Gıda krizi var, güç krizi var… Kimse Avrupa’ya saldırmayacak. Avrupa’ya mal satmak istiyorlar. Avrupalılar da Asya’ya mal satmak istiyor. 4,5 milyar nüfus var. Merakla Avrupa mallarını bekliyorlar. Bu yapı içerisinde Araplar durumu farkeder ve yapılarını değiştirirler. Daha önce olduğu gibi petrole karşı güvenliklerini sağlamaktan vazgeçiyorlar. Ancak Avrupalılar hala nükleer olaylara karşı bir numaralı koruma olan komuta zincirindeler. Bunu normal olarak anlamak mümkün değil. İsrail lobisi Truman’ın seçim lobisine para verdiği için 1948’de İsrail tanındı. ‘Milli çıkar’ diyorlar, değil. Bu seçimi kazanmanın çıkarınadır. Diğer ülkelerden hiçbir farkları yok. Her şey var, seçimleri kazanmak için uluslararası arenayı kullanmak. Nixon, seçimi kazanmak için Vietnamlılarla müzakere ederek Rusya’nın savaşı durdurmasını gizlice engeller. Rakibi kaybeder ve Nixon Kissinger’ı barış yapması için gönderir. Aksi takdirde 1968’de daha erken barış yapılırdı. Burada da Biden seçimi kazansın diye bu savaş sürüyor. Biden, Trump’tan daha sert bir adam gibi görünmek için Çin’e karşı iş birliği yapıyor. Bu Amerika’nın lehine değil. Ortak bir ekonomik alan, ülkelerin birbirine mal satması, birlikte ekonominin küreselleşmesine destek olmak değil, daha sert görünerek Cumhuriyetçilere karşı oy alma ve dış politikayı dışarıya yayma politikasıdır. Bu yüzden sürekli iç siyasete bakmaya başladık. İçerideki hırsızlığın boyutu nedir, ne kazanmak istiyor, kaybederse taraftarı ne kaybedecek?” Bu bizim yeni analiz şeklimiz.”

“Mümkün olduğunca dengeli devam edeceğini düşünüyorum”

prof. Köni, Türkiye’de 28 Mayıs seçimlerinde kim iktidara gelirse gelsin, ekonomik çıkara dayalı istikrarlı bir politika izleyeceği görüşünde:

“Gelecek hükümet yeni bir istikrarlı boyutu takip edecek. Eski hükümet yerinde kalacaksa, hızla değişecek. Çünkü mevcut siyasette yüzde 80’i devirebilecek yapıların olduğunu görüyoruz. Daha da yumuşayabilir, iki tarafı bir arada güçlendirmeye devam edecek, uzlaştırıcı rolünü oynamaya devam edecektir. Ancak bakılması gereken son nokta, ekonomik tabanın nereden geleceğidir. Siyasi parti olmak şeklinde değil, ekonomik takviyeden en fazla nasıl faydalanabilirim şeklinde olacak. Bu Batı’dan gelirse bir anda çok farklı bir hava esebilir. Ancak karşı taraftan gelirse o tarafa çok farklı havalar esebilir. Ama olabildiğince stabil devam edeceğini düşünüyorum. Zihinsel analiz yaparlar. Üst düzey yöneticilerin kimler olduğunu, ne yaptıklarını ve geçmişteki eylemlerini belirlediler ve gelecekteki psikolojilerinin nasıl olacağını hesapladılar. İnsanlar bunu yapamaz. Dolayısıyla farklı bir analiz ortaya çıkıyor.”

silivri-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu